Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili
AKP iktidarı ve kadroları, her başı sıkıştıklarında MHP yergisinden nemalanma siyasetini devam ettirmektedir. MHP; iktidarın hangi yanlışını eleştirse, AKP sözcüleri “MHP tabanına bunu izah edemezsiniz” diye temelsiz tezlerine sarılmaktadır. Fakat yıllardan beri iktidar partisinin MHP tabanı üzerinde oynadığı bu oyunlar artık su yüzüne çıkmış, ikiyüzlü politikaları deşifre olmuştur. AKP’nin memleketin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye sokan sözde barış, özde bölücülük projeleri karşısında MHP’nin sesini yükseltmeye başlaması, iktidarı korkutmaktadır. İktidar partisindeki endişe ve panik öylesine büyüktür ki AKP’nin Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek de işi gücü bırakmış, MHP’ye saldırmaya başlamıştır. Düne kadar, “Türkiye’de sağ sol ayrımcılığını kaldırdık, bütün milleti kucaklıyoruz” diye halkı aldatanların gerçek yüzü, Melih Gökçek’in tweetlerinde sırıtmaktadır. Gökçek’in birkaç gündür Gezi Parkı’nda yaşanan olaylar dolayısıyla yazdığı tweetlerden birinde şu ifadeler vardır: “Devlet Bahçeli ve MHP'lilere soru... THKP-C, Halk Evleri, İşci Partisi, TKP, CHP, BDP ve sol marjinal gruplarla birlikte sokağa dökülen MHP'li gençler sizin bilginiz dahilinde mi sokağa döküldü?” Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki ne Sayın Devlet Bahçeli’ye ne de MHP mensuplarına çağrıda bulunmak Melik Gökçek’in haddi değildir. Bütün AKP sözcülerinin ve yandaşlarının yaptığı gibi, Melik Gökçek de MHP’yi başka parti ve oluşumların kuyruğuna takılmış gösterme gayretine düşmüştür. Milletimiz, MHP’yi karalamaya dönük bu yalanlara asla itibar etmemiştir, etmeyecektir. Melih Gökçek’in kaygılanmasının bir başka nedeni de, MHP’ye sempati duyan kesimlerin duygularını yıllarca istismar ederek kazandığı Belediye Başkanlığını kaybetme telaşıdır. AKP; yandaşlığı, ayrımcılığı ve partizanlığı öylesine ciddi boyutlara vardırmıştır ki, partiden ve bazı cemaatlerden referansı olmayanlara hayat hakkı tanımamaktadır. Devletin hakiki sahibi olan vatandaşlar kapılardan kovulmakta, kamu kadroları sadece partililere layık görülmektedir. O yüzden milliyetçi muhafazakâr kitleler AKP’nin kirli yüzünü görmüş ve iktidar partisinden desteğini çekmeye başlamıştır. Haksızlığı ve tarafgirliği itiyat haline getiren AKP iktidarına halk ilk cevabı yerel seçimlerde verecek ve Ankara’da suyu ısınmaya başlayan Melih Gökçek’in saltanatını bitirecektir. Melih Gökçek’in beyanları, AKP’ye taraftar olmayan bütün kesimlerin kendi zihniyetleri tarafından nasıl ayrıştırıldığını en katı şekliyle ortaya koymuştur. AKP’nin demokrasi anlayışı budur. Gökçek’in ifadeleri, 2011 seçimlerinden sonra 75 milyonu kucakladığını söyleyen Tayyip Erdoğan’ın, sadece AKP yandaşlarının Başbakanı olduğunun göstergesidir. Tahammülsüzlüğün, hoşgörüsüzlüğün, anti demokrat ve diktacı eğilimlerin odağı haline gelen iktidar partisi, ülkeyi tehlikeli bir kutuplaşmaya sürüklemektedir. Oysa sokağa dökülen binlerce insanın çığlığına kulak vermek, halkın tepkilerini anlamaya çalışmak, iktidarların görevidir. İktidarların vazifesi, sokakları savaş alanına çevirmek, kendi insanına biber gazı ve gaz bombalarıyla eziyet etmek değildir. Başbakan Erdoğan ise; ortalığı sakinleştirmek, kalabalıkları yatıştırmak için sağduyu çağrısı yapacağına, her seferinde olduğu gibi, halka meydan okumayı sürdürmektedir. Başbakan’ın her konuşması tehdit, aşağılama, şantaj, tahkir ve tarafgirlik kokmaktadır. Güvenlik güçlerine Gezi Parkı’ndan çekilme emri verilirken bile aynı nobran üslubu sürdürerek şov yapmaktadır. Başbakan’ın sık sık dile getirdiği bir hususu kendisine hatırlatıyoruz: Zulüm ile abat olunmaz. Şiddet politikası şiddeti doğurur ve rüzgâr eken fırtına biçer. Kendi vatandaşlarına zulmü, her türlü haksızlık ve baskıyı reva gören bir iktidar, toplum vicdanında mahkûm olmaktan kurtulamaz; bedelini de acı şekilde öder.
|