Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “AKP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman Soylu’nun süreç adını verdiklerini ihanet projesiyle ilgili yapmış olduğu açıklamasına” ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 25 Temmuz 2013
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“AKP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman Soylu’nun süreç adını verdiklerini
ihanet projesiyle ilgili yapmış olduğu açıklamasına” ilişkin
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
25 Temmuz 2013

 

 

AKP’nin soyadıyla pek müsemma olmayan Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, sözde çözüm süreciyle ilgili yaptıkları son ankette, bu sürece destek verenlerin oranında ciddi bir artış olduğunu iddia etmektedir.

Sayın Soylu, madem süreç adını verdiğiniz ihanet projesine destek artmaktadır. Öyleyse bu çabanın, çırpınmanın ve telaşın sebebi nedir?

Takke düşmüş, kel görünmüştür. Bu millet bölücü heveslisi AKP’yi tarihin karanlık dehlizlerine gönderecektir. Telaşınızın sebebi tam olarak budur.

Soylu açıklamasında süreç adını verdikleri bölünme projesinin AKP'nin kendi inisiyatifiyle ortaya koyduğu veya performansını yükselttiği bir süreç olmadığına işaret etmektedir. Soylu, haklıdır; her konuda olduğu gibi bu konuda da AKP kendi inisiyatifiyle hareket etmemekte, ağababaları olan küresel güç odaklarının söylediklerini yapmaktadır. Zaten  “Ben BOP’un eş başkanıyım” diyen Başbakan’ın kendi iradesiyle hareket ettiğini söylemek safdillik olur.

Soylu açıklamasının devamında; Sayın Genel Başkanımızın millette karşılık bulan ikazlarının ve Türkiye’deki bölünme endişesinin bir paranoya olduğunu iddia etmektedir. Ancak BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sanki Kürtlerin temsilcisiymiş gibi söylediği; “Kürtlerin hangi ülkede nasıl statü ile yaşayacağı kongre ile ilan edilecek.” sözüne cevap vermemiştir.

AKP, yıkımın, yolsuzluğun ve yoksulluğun elçisi, temsilcisi ve elebaşısı olarak siyaset tarihine kara harflerle yazılmıştır.

Milletimizin birliği ve kardeşliği ucuz pazarlıklara konu edilmiş, devletimizin bekası iflah olmaz fenalıklarla sarsılmış ve böylelikle Türkiye dipsiz bir kör kuyunun sınırına kadar getirilmiştir. Yanı başımızda dört parçalı Kürdistan’ın ikinci aşaması hayata geçirilmiş, AKP’den ses çıkmamıştır.  Terör örgütü yöneticileri AKP’nin önceki vaatlerinin yerine getirme hususunda vade koymuş, AKP cevap vermek yerine söyleneni yapmıştır. Hükümet sarsıla sarsıla, eğile büküle her gün biraz daha acziyet ve mahkûmiyet içinde hainleri memnun etmiş, gönül ve heveslerini okşamıştır.

PKK bastırmış, zorlamış, dayatmış Başbakan ve hükümetinden her geçen gün yeni bir taviz koparmıştır.

“Demokratikleştik, özgürleştik, normalleştik” aldatmalarıyla bugün ülkemiz, ucu nereye dayandığı belli olmayan güzergâha sürüklenmiştir.

Anlaşılan Süleyman Soylu siyaseten geleceğini düşünmekte, bir koltuk hevesiyle daha önce de sarf ettiği gibi şuursuzca sözler sarf etmektedir. Başbakan’a Yüce Yaradan’ın sıfatları olan “ezeli ve ebedi” sıfatlarını utanmadan yakıştıran Soylu’ya tavsiyemiz vatan elden gittikten sonra alacağı koltuğun bir anlamının kalmayacağını bilmesidir.

Süleyman Soylu, Tanzimat Fermanının müsebbiplerinden olan Ali Paşa’nın cenaze törenine iyi bakmalıdır. Çünkü onun sonu da Ali Paşa gibi olacak, cenazesinde bu milletten helallik alamayacaktır.