Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih Yalçın’ın, Meral Akşener’in provokatif açıklamalarına cevaben yaptığı açıklama. 1 Mart 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih Yalçın’ın,
Meral Akşener’in provokatif açıklamalarına cevaben yaptığı açıklama.
1 Mart 2019

 

İP’siz ve sapsızların müdiresi Meral Akşener, 31 mart Mahallî İdareler seçimleri yaklaşırken kamuoyunda kafa karışıklığını ve soru işaretlerine yol açmayı hedefleyen spekülatif ve provokatif açıklamalara ağırlık vermeye başlamıştır.

Müdirenin açıklamaları, kendisine üst aklın temsilcilerince verilen ve işaretleri 3 yıl öncesinde görülmeye başlanan kripto görevleri ifaya yeltendiğinin apaçık göstergesidir.

15 Temmuz Darbe Girişiminden bir hafta önce Financial Times’ta yayımlanan bir yazıda, Akşener’in uzun vadeli planı ve Türk siyasetinde icra etmesi istenen fonksiyon şöyle açıklanmıştır:

“AKP’nin Meclisi kontrol yeteneğini bozmak, Erdoğan’ın gelecek planları için MHP’yi geçersiz kılmak.” 

Batılı medya organları AK Parti iktidarından umudunu kestiği için Meral Akşener’i “alternatif proje” olarak öne çıkarmaya çalışmıştır. 

Yine 8 Temmuz 2016 tarihli Financial Times’ta da Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rakip olabilecek tek lider olarak gösterilmiştir.

Darbe girişiminden üç gün önce ise Middle East Eye isimli İnternet sitesinde yayımlanan biyografik yazıda, Meral Akşener’in Batı’da “Türk siyasetinin anahtarı” olarak görüldüğü anlatılmıştır.

Yabancı medyada yer alan bu türden mesaj ve yorumlar, Meral Akşener ve etrafına çevrelenenlerin; MHP’ye darbe vurmak ve bulunduğu konumdan uzaklaştırmak için uluslararası aktörler tarafından bir vasıta, manivela olarak kullanılmak istendiğini gözler önüne sermiştir.

İP Müdiresi, 24 Haziran’da milletten gereken dersi almasına rağmen akıllanmamış, bu kez de 31 Mart Seçimleri öncesinde icra-yı iğtişaş ve siyasi tedhiş için spekülatif, provokatif demeçler vermeye girişmiştir.

Müdire Hanım çıkmış, “Eski İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, Nevruz’a dikkat.” diyerek yeni bir fitnenin peşine düşmüştür.

Müdire;

Kaos mu pazarlamakta, fitne mi servis etmektedir?

İğtişaş peşinde mi, karmaşa derdinde midir?

Toplumsal barış, huzur ve sükûn hedefinde midir?

Bu fevkalade mahzurlu ve hassas noktaları kaşıyıcı sözler, Müdire Hanımın 8,5 aylık bakanlığının referansını ve icraatını akıllara getirmektedir.

FETÖ’nün eski kara kutularından gazeteci Nurettin Veren’in ifşa ettiği gibi Müdirenin İçişleri Bakanı olabilmesi için Pensilvanya’daki meczup elebaşı referans olmuştur. Bakanlığı sırasında da “sadra şifa” olacak hiçbir faaliyeti kaydedilmemiştir.

15 Temmuz ihanet kalkışmasından önce “Ben pabuç ve ayakkabı eskiteceğim, koltuk değil.” diyen Müdire Akşener, hakikaten bol bol şeytani pabuç eskitmiş ama bir türlü emellerine nail olamamıştır.

Bizim acar müdire, şimdi de “koltuk” meraklısı olmuştur. Öyle ki Cumhur İttifakının varlık sebebi olan “beka” olgusunu bile halüsinasyon görürcesine “koltuk meselesi” tarzında yorumlamaktadır.

​Bekayı koltukla karıştıran bu hanımefendinin siyasi bekası için FETÖ’nün koltuk çıktığını bilmeyen kalmamıştır.  

Okyanus ötesinden gelen talimatla müdirenin arkasında İP gibi dizilenler arasında mebzul miktarda kripto FETÖ’cü, kripto HDP’li bulunmaktadır.

Daha önce sosyal medya üzerinden ifade ettiğimiz gibi; İP’in ucu, Pensilvanya cambazının boğazındaki tasmaya bağlıdır. Tasmayı kavrayan el ise Washington’dadır. 

Müdirenin kapalı kapılar ardında kimlerle fısıldaştığı da malumumuzdur. 

Müdire Meral Akşener’in İP’liğine dolanıp kördüğüm gibi demokrasimizi sarmalayan zillet ittifakının siyasi bekasıyla FETÖ’cülerin mukadderat yumağı birbirine bağlıdır.

Biri diğerinin fena sebebi, yıkım gerekçesi olacaktır.

Şimdi zillet ittifakının ipinde icra-yı sanat eden dört heveskâr cambaz vardır: CHP, İP, HDP ve Saadet Partisi. 

Bunlar kaderdaş, yoldaş ve sıkı arkadaştır.

Bunlar bir tertip, hemahenk ve sarmaş dolaştır.

Bunların silahı kaos, şafağı Kandil, 

Tezkere bırakma nedeni milletle savaştır.

Zillet-i illet ittifakını bir araya getiren; partilerin ilkeleri, siyasi programları, ideolojik ve fikri yaklaşımları değil, milletin çıkarları yerine parti çıkarlarını tercih etmeleridir.

Bilinmelidir ki zillet İttifakı hayatta kalabilmek adına yapılmış zoraki, mecburi bir iş birlikçi oluşumdur.

Dörtlü çeteden oluşan zillet ittifakı, mevcut hâliyle Türkiye’de beka meselesinin ta kendisidir.

Cumhur İttifakı ise Türkiye’nin bekasının teminatı, milletin topyekûn bağımsızlık azminin siyasi muhassalasıdır.

​Cumhur İttifakının politik geleceği millî iradenin garantisi altında, Müdire Akşener’in kader İP’i ise Pensilvanya’nın elindedir. 

​Pamuk ipliğine bağlı zillet ve illet ittifakının 1 aydan fazla süresi kalmamıştır. 

Millet; 31 Mart’ta bunların fitne ve fücur dokuyan tezgâhlarını başlarına geçirecek, iplerini koparacaktır.

Siyasi tarihimize bu defa farklı dinamiklerin mahsulü olan yeni bir 31 Mart Vakası olarak geçecek o gün, Cumhur İttifakı; illete, zillete ve kıllete galebe çalacaktır.

Milletin kendi kaderini ayrımcılık, fitne ve bölücülük rüzgârına bırakmak niyetinde olmadığı; 31 Mart’ta bir kez daha anlaşılacaktır.