Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, tebrik ve teşekkür ziyaretinde bulunduğu Kastamonu Belediyesi’nde yapmış oldukları konuşma. 14 Temmuz 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
tebrik ve teşekkür ziyaretinde bulunduğu Kastamonu Belediyesi’nde
yapmış oldukları konuşma.
14 Temmuz 2019

 

 

 

Aziz Vatandaşlarım,

Saygıdeğer Kastamonulu Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en halisane duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Kastamonu’da bir kez daha bulunuyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Görüştüren, kavuşturan Allah’a şükürler olsun.

Hatırlarsanız 13 Mart 2019’da Kastamonu’ya gelmiş, görkemli bir açık hava toplantısı yapmıştık.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin siyasi hazırlık ve kampanya döneminde Kastamonu Belediye Başkanlığıyla birlikte ilçe belediye başkanlıklarına talip olduğumuzu söylemiştim.

Demiştim ki, “Kastamonu’da bir şey değişirse her şey değişir.”

Demiştim ki, “Kastamonu’da milli bir ses yükselirse yankısı tüm Türkiye’den duyulur.”

Yine demiştim ki, “Kastamonu tamam derse milli bekamız daha da doğrulur, daha da güçlenir.”

Biz dedik, sizler gereğini yaptınız.

Biz istedik, sizler desteğinizi verdiniz.

Biz elimizi uzattık, sizler samimiyetle tuttunuz.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni mahcup etmediniz.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni yarı yolda bırakmadınız.

Milliyetçi Hareket Partisi’ne sırtınızı dönmediniz.

Hepinize müteşekkirim, hepinizden Allah razı olsun diyorum.

Kastamonu bize güvendi, biz Kastamonu’ya inandık.

31 Mart’ta hasretimiz dindi, milli haysiyet direncini gösterdi.

Kastamonu demek tarih, kültür, milli duruş demektir.

Kastamonu demek cesaret, hamiyet, fedakarlık, vakur bir irade demektir.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek veren, belediye başkan adaylarımızı sahiplenip emaneti teslim eden Kastamonulu kardeşlerime yürekten teşekkür ediyorum.

Kastamonu Belediye Başkanımız Sayın Rahmi Galip Vidinlioğlu’nu,

Ağlı Belediye Başkanımız Sayın Şahin Çolak’ı,

Çatalzeytin Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Demir’i,

İhsangazi Belediye Başkanımız Sayın Hayati Sağlık’ı

Seydiler Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Erdoğan’ı

Taşköprü Belediye Başkanımız Sayın Abdullah Çatal’ı,

Tosya Belediye Başkanımız Sayın Volkan Kavaklıgil’i gönülden tebrik ediyorum.

31 Mart seçim sürecinde insanüstü bir gayret ve mücadele ruhuyla çalışan tüm dava arkadaşlarımızı ve parti teşkilatlarımızı içtenlikle takdir ediyorum.

31 Mart ile birlikte Kastamonu’da hamd olsun bir şey değişmiş her şey değişmiştir.

Artık Kastamonu ayak bağlarından kurtulacaktır.

Artık Kastamonu ağırlıklarını atacak, geleceğe umut ve heyecanla bakacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Kastamonu’yu daha iyi yönetmek, daha fazla hizmet etmek, daha güzelleştirmek maksadıyla kutlu bir yolculuğa çıkmış, heyecanla kolları sıvamıştır.

İnandık, mutlaka başaracağız.

Hedefledik, muhakkak ulaşacağız.

Durmayacağız, beklemeyeceğiz, gecikmeyeceğiz, gevşemeyeceğiz, Kastamonu’ya verdiğimiz sözleri kesinlikle yerine getireceğiz.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin sözü sözdür, duruşu merttir, duyuşu nettir.

Kastamonulu kardeşlerimin güvenlerini boşa çıkarmayacağız.

Kastamonu’yu huzura, esenliğe, selamete, parlak ufuklara taşıyacağız.

Belediye Başkanlarımızın her icraatını yakından takip edeceğiz.

Sizler bizi mahcup etmediniz, bizler de sizler için çalışmaktan, üretmekten, hizmet etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Değerli Kastamonulular,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Yarın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’dür.

Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz’da Türkiye’yi yıkmak için silaha davranmıştı.

Tam üç yıl önce Türk Silahlı Kuvvetler içine yuvalanan terörist bir kadro millete ve devlete silah doğrultmuş, ülkeyi kana ve gözyaşına boğmuştu.

251 vatan evladımız şehit olmuştu.

2 bin 194 vatan evladımız yaralanmıştı.

Bu vesileyle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anıyor, aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

15 Temmuz’da satırları ihanet ve melanetle yazılmış karanlık bir senaryo tedavüle sokulmuştu.

Amaç Türkiye’yi içten yıkmaktı.

Amaç iç savaş çıkartmak, ülkeyi bölmek ve paylaşmaktı.

Gölbaşı’nda 51 özel hareket polisimizi şehit ettiler.

TBMM’ne alçakça, şerefsizce saldırdılar.

Emniyet ve istihbarat binaları, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, köprüler, en işlek cadde ve bulvarlar, stratejik noktalar bombalanmış, ateş altına alınmıştı.

15 Temmuz’da Türk, Türkiye ve İslam düşmanları kuyruğa girmişler, kudurmuş gibi üzerimize gelmişlerdi.

Türk milletini canevinden vurmak isteyen barbarlar hiçbir vicdan ve inancın kabul etmeyeceği ölçüde hunhar yöntemlere başvurmuşlardı.

FETÖ, haçlıların nam ve hesabına girerek, emperyalizmin planlarına bağlılık göstererek Türkiye’nin varlığına kast etmeye azmetmiş, milletimizin uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, diğer ağır silahlarla saldırıya geçmişti.

Ancak yanlış hesap, kahraman Türk milletinden döndü.

İstila emelleri Türkiye’nin yükselen kararlı ve tavizsiz mücadelesiyle yerin dibine gömüldü.

15 Temmuz’da Türk milletinden intikam alınmak istendi.

15 Temmuz’da bekamız doğranmak ve dağıtılmak istendi.

15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti’ne zehirli hançer sallandı.

Ancak milli irade ayaklandı, Türk milleti yediden yetmişe ayağa kalktı, FETÖ’cü teröristleri, arkalarında duran efendilerini analarından doğduklarına pişman etti.

İhanet imanı geçemedi.

İşgal emelleri milli iffeti yenemedi.

Bir dolarlık ederi olan namussuzlar Türk milletinin haşmet ve haysiyeti karşısında kaçacak ve saklanacak delik aradılar.

Gene de yakayı kurtaramadılar, ezilmekten, cezalandırılmaktan kurtulamadılar.

Şunu bir defa kararlılıkla söylemek isterim ki, FETÖ’yle mücadele sonuna kadar sürdürülmelidir.

Bu konuda tavsama olamaz, ihmal olamaz, hoşgörü olamaz.

Hatırlı ve arkası olan FETÖ’cülerin korunması veya kollanması diye bir şey söz konusu edilemez.

Elbette mücadele hukuk ve adalet kümesinde yapılmalıdır.

Objektif kriterler, sağlam veriler, sağlıklı dayanaklar ve hukuki sınırlar çerçevesinde FETÖ’cülüğü tespit edilen kim varsa haklarında gereken adli işlemler yapılmalıdır.

15 Temmuz’da bize acımadılar, biz de onlara adalet içinde acımamalıyız.

 

FETÖ’nün kripto damarı, geride kalan kalıntıları nereye kadar uzanıyorsa uzansın kesilip atılmalıdır.

Türkiye FETÖ musibetinden kurtulmalıdır.

Bu karanlık dönem kesin olarak bitirilmelidir.

15 Temmuz, Türk milletini Anadolu’da boğma ve dağıtma girişimidir.

15 Temmuz, milli bekayı imha teşebbüsüdür.

Elbette maruz kaldığımız tehlikeler henüz bitmemiştir.

Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne sahip çıkılmalıdır.

Milli birlik ve dayanışma ruhu, yani 7 Ağustos Yenikapı dirilişi yaşatılmalıdır.

İblisin vücut bulmuş hali olan FETÖ ve PKK’nın ne hilesi bitecek ne de hainliği sona erecektir.

Bunların kökü kurutulmalıdır.

Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin istikrarlı, iradeli, seri, tutarlı, hukuki, eşgüdüm halinde alacağı kararlar hayati önem ve değerdedir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkemizin gelecek umududur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milli güvenlik ve beka sorunlarına yegâne çözüm ve çaredir.

Eski sisteme dönelim diyenlerin FETÖ’yle irtibat ve iltisakları vardır.

Eski sistemden medet umanların PKK’ya diyet borçları bulunmaktadır.

Bunlar icazetlidir, ikiyüzlüdür, kalpleri mühürlüdür, siyasetleri rehinlidir, zihniyetleri haciz altındadır.

CHP Genel Başkanı’nın bir yanda Amerika tipi başkanlık sistemini önerip diğer yanda parlamenter sisteme vurgu yapması kurnazlıktır, kumpastır, tuzaktır.

Eski sistem darbelere kucak açmadı mı?

Eski sistem ekonomik krizlere, sert kutuplaşmalara, derin çatışmalara, vahim anlaşmazlıklara kapı aralamadı mı?

Hangi dönem huzur yüzü gördük?

Ne zaman rahat ve istikrara kavuştuk?

Koalisyon tartışmaları ülkemizin gelecek ümitlerini tahrip etmedi mi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden rahatsız olanlar vesayet özlemi çeken odaklardır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni karalamaya tevessül edenler gerilim dilinden, kavga üslubundan, cepheleşme siyasetinden nemalanan ve yararlanan art niyetli oluşumlardır.

Türkiye’nin yüzü artık gelişmeye, büyümeye, zenginleşmeye ve yükselmeye dönmüştür.

Buna engel olmaya çalışanlar hüsrana uğramaya mahkumdur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devlet yönetimindeki çatlaklıkları sona erdirmiştir.

Çift başlılık nihayete ermiştir.

Karar süreçlerindeki tıkanıklıklar açılmıştır.

Hükümet etme sistemindeki engeller aşılmıştır.

Türkiye ruh köküyle buluşmuş, Türk milleti bölgesel ve küresel tehditlere karşı ortak akıl, ortak iradeyi devreye almıştır.

Yeni bir 15 Temmuz’un olmaması için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçlendirilerek, derinleştirilerek, ilke ve esaslarıyla kurumsallaştırılarak yaşatılmalıdır.

Kriz meraklıları, kerameti kendinden menkul sözde aydın ve akademisyenler, CHP-İP-HDP-FETÖ-PKK zillet korusu yeni hükümet sistemine boyun eğdiremeyeceklerdir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi henüz bir yılını yeni doldurmuştur.

Elbette her yeni sistemde olduğu gibi aksayan yönler olabilecektir.

Bu da gayet normaldir.

Önemli olan samimi bakışla, sorumluluk ruhuyla, dürüst bir vicdan eşliğinde yeni sistemin daha da etkin ve verimli olabilmesi için yapılması gerekenler her neyse ona kilitlenmek, gündeme almaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin rehabilite veya revizyonundan ziyade bütün ilke ve kurumlarıyla devlet ve toplum hayatında kökleşmesi ve kuvvet kazanması amacıyla mücadele edilmelidir.

Yeni hükümet sistemini tartışmaya açmak, Türkiye’nin elini zayıflatacak, milletimizin 16 Nisan iradesine gölge düşürecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlenmesi konusunda atılacak her müspet adıma destek vereceğiz.

Çünkü bizim sevdamız Türkiye’dir.

Türk milleti kıvancımız, onurumuz, övüncümüzdür.

Küresel dayatmaları elinin tersiyle iten bir Türkiye’den memnun olmayan iç ve dış çevrelere karşı biriz, beraberiz, birlikte güçlü Türkiye’yiz.

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Çok şükür, çiğ süt içmediğimiz için karnımızda ağrı yoktur.

Hesabını veremeyeceğimiz karanlık ilişkilerimiz, altından kalkamayacağımız bulanık ve sorunlu bir yönümüz, ‘acaba gün gelir karşımıza çıkar mı’ diye içten içe kaygılandığımız bir açığımız bulunmamaktadır.

MHP’li belediyeler tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeme konusunda bugüne kadar ahlak ve insanlık mücadelesini cesaretle yapmışlar, yapmaya da devam edeceklerdir.

Türk milleti bunu görmektedir.

Kastamonu bunu bilmektedir.

Bizim nezdimizde belediyecilik; insanı temel alan, milli ve manevi ölçülere uyması gereken demokratik bir zemindir.

Bizim için belediye demek; mazlum ve mağdurların imdadına koşan; yok yoksulu, garip gurebayı muhafaza eden kocaman yürek demektir.

Belediye demek; aç ve yoksullar için çırpınan, yediren, içiren ve giydiren bereket ve şefkat demektir.

Belediye demek; çevreyi güzelleştiren, kenti imar eden, bayındır hale getiren yönetim demektir.

Belediye demek sımsıcak bir gülümseme, dosdoğru bir vicdan, adil ve adaletli bir yönetim demektir.

Bizim maksadımız halistir, mazimiz temizdir, hedeflerimiz ise devasadır.

Buradan, sizlerin huzurunda aziz milletimize ve Kastamonu’ya;

Daha adil bir paylaşıma,

Daha çok fırsat eşitliğine,

Daha üretken ve milli bir ekonomiye,

Daha fazla yatırım ve istihdama,

Daha huzurlu kentlere,

Daha ahlaklı bir kazanca,

Daha doymuş bir aileye,

Daha sağlıklı bir insana ulaşmak için davette bulunuyorum.

Ve dile getireceğim şu mesajlar, Türk-İslâm tarihinden hepimize mukaddes bir buyruk olarak ulaşmış, bizlerin kılavuzu olmuştur.

“Komşusu açken tok yatmayacak” yüksek vicdanların,

“Fırat kenarında otlayan kuzunun” vebalini duyacak gıpta edilecek fedakarlık ruhunun,

“Aç iken doyurdum, çıplak iken giydirdim, az milleti çok kıldım” diyenlerin bulunacağı inançlı, erdemli ve adaletli bir ülkeye ulaşmak imkansız değildir.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa umutlar diridir.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa gelecek aydınlıktır.

Milliyetçi Hareket Partisi varsa, henüz hiçbir şey bitmiş değildir.

Vazgeçilmez hazinemiz vatan ve millet sevgisidir.

Tartışmaya açık olmayan kararlığımız Türkiye ve Türk milletinin milli, tarihi, kültürel hak ve çıkarlarıdır.

Terk edilmez ilkemiz, “Ne mutlu Türküm Diyene” seslenişidir.

Üzerine titrediğimiz hassasiyet ise dünyayı Türkçe okuyabilmektir.

Kastamonu’da görev alan belediye başkanlarımız her haneye ulaşarak her kardeşimin elinden tutacaklardır.

Çare bekleyenleri, dertlerinden bunalanları, bir el gözleyenleri ihmal etmeyeceklerdir.

Kimin hangi partiye oy verdiğini gözetmeksizin, Kastamonu’yu bütün olarak ele alacaklar, belediye hizmetleriyle tanıştıracaklardır.

Bizde ayrımcılık yapmak, partizanlığa heves etmek, yandaşları kayırarak ilerlemek yoktur.

Devletin kaynaklarını peşkeş çekmek, ulufe dağıtır gibi millet emanetini heba etmek yoktur.

Bilakis, özveri ve fedakârlıklarla Kastamonu’nun sıkıntılarını çözme iradesi vardır.

Gece demeden, gündüz demeden çalışma ve başarma kararlılığı vardır.

Mahallesinde sorunlarının bitirilmesini bekleyenlere ulaşma gayret ve niyeti vardır.

Kastamonu’yu baştanbaşa geliştirme, hak ettiği modern kent havasına kavuşturma hedefimiz her gün tazelenerek ve yenilenerek mesafe alacaktır.

Yapılmamış yol, bitirilmemiş alt yapı, düzenlenmemiş çevre bırakmama konusunda sizlere sözümüz vardır.

Bizde söz yutulmak veya unutulmak için değil tutulmak için verilmektedir.

Hiçbir odak, hiçbir sahte demokrat ve proje elemanı Kastamonulu kardeşlerimizle aramıza giremeyecektir.

Hizmet sevdamızın önüne taş koyamayacaklardır.

İlkelerimizin ihlalini, ülkülerimizin inkarını göremeyeceklerdir.

Dengeli şehircilik iddiamızdan, herkese ve her kesime ulaşma gayemizden ödün vermeden Kastamonu’yu yükselteceğiz.

Kim ne derse desin, Kastamonu’yu parlayan bir yıldız yapma hedefinin hem takipçisi hem de bizatihi mücadele vereni olacağım.

Çalışmanın sonu yoktur.

 

Başarmanın sınırı yoktur.

Daha güzeline, daha fazlasına, daha çoğuna ulaşmanın bahanesi de asla olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, şükranlarımı sunuyorum.

Tekraren partimize yönelik teveccühlerinden dolayı Kastamonulu kardeşlerime teşekkür ediyor, belediye başkanlarımızı tebrik ediyorum.

Kastamonu’yu daha gelişmiş yapma mücadelemizde sizlerin desteğini bekliyor, Cenab-ı Allah’ın yardım ve himayesini niyaz ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene.