Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı –
Dümene Özgür Özel’in geçtiği CHP gemisi, Yerel Seçimlerden beri “El Nino” misali bir siyaset kasırgasının etkisi altına girmiştir. CHP, politika ummanında oradan oraya sürüklenmekte, boyundan büyük dalgalarla boğuşmaktadır. Telaşları her hâllerinden okunan acemi kaptan ve bilgisiz tayfalar; kaygı ve korkularına yenildikleri için, gemiyi kurtaracak tedbirler yerine yanlış adımlar atmaktadır. CHP yönetimi, ne yapacağını bilmeden hem kendi camiasına, hem de topluma büyük bir endişe, dehşet ve vehim havası yaymaktadır. Yandaş basın da sahilden attığı çığlıklarla CHP’yi yönetenlerin karmaşık hislerini kamçılayıp kaşıyarak psikolojik olumsuzlukları büsbütün arttırmaktadır. CHP, korku ve vehimlerinin esiri olmuştur. Özgür Özel, CHP’nin başında sakil ve eğreti durmaktadır. Bu gidişle Özgür Efendi, gemisini batıran kaptan olacaktır. Oysa CHP Türk siyasetinin asırlık çınarı ve Cumhuriyet’in kurucu unsurudur. Onu Gazi Mustafa Kemal kurmuş ve milletin hizmetine amade kılmıştır. Ne yazık ki bugünün CHP’si Atatürk’ün yolundan çıkmış, aşırı sola sapmış, buda yetmezmiş gibi DEM’le işbirliği içine girmiş durumdadır. CHP; milletin çıkarlarını değil, teröristlerin ve bölücülerin sözde haklarını savunan bir parti hâline gelmiştir. Özgür Özel’in CHP’si; şehitlerimizin yakınlarına, Diyarbakır annelerine değil; şer cephesindeki Demirtaş’a, Kavala’ya, FETÖ’cülere servis yapmaktadır. Koca CHP, ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyenlerin avukatlığını yapma derekesine indirilmiştir. Atatürk’ün kuruluş temeline Türk milliyetçiliğini harç olarak koyduğu CHP, “azınlık ırkçılığı”, “etnik milliyetçilik”, “mikromilliyetçilik” yapan terör örgütü acentesi bir partinin yol arkadaşı konumuna getirilmiştir. Bu durum, CHP’nin akıbeti için kıyamet alameti gibidir. CHP yönetimi; Yerel Seçimler sonrasında çıktığı bulutlardan ayakları yere değmemekte, girdiği iktidar rüyasından bir türlü uyanamamaktadır. CHP’nin uykuda sırtı açık kalmıştır. Dahası Yerel Seçimler rüzgârının verdiği regülatörsüz voltaj, CHP’nin devrelerini yakmıştır. Normalleşme adı altında sergilenen anormallikler, CHP’nin pençesinde düştüğü siyasi anomalinin tezahürüdür. CHP’yi çaptan düşüren anomali; MHP korkusunu, MHP endişesini ve vehmini de beslemektedir. CHP yandaşı solcu medya da partinin güdümünde, etkisindedir. Körle yatan şaşı kalkar misali CHP yönetimiyle aynı refleksleri gösteren solcu basın da MHP ile yatıp MHP ile kalkmaktadır. Şimdi de eski fotoğraflar üzerinden bir “silah” polemiği başlatılmıştır. CHP, “silah” simgesi üzerinden kendi eski korkularını beslemekte, şuuraltında yatan vehimlerini kaşımaktadır. MHP; CHP ve yandaş basın tarafından hem normalleşmeye karşı gibi gösterilmekte, hem de anormal bir MHP korkusu ve vehmi körüklenmektedir. Esasen, CHP açısından normalleşmenin ne demek olduğunu tarif eden de, bilen de yoktur. Normalleşme; mevhum, temelsiz ve soysuz bir kavram olarak dillere dolanmıştır. Bu yolla MHP’yi yıpratacağını sanan CHP, aslında kendi ayağına kurşun sıkmaktadır. Dün sizin genel başkanınız MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi sözde normalleşme sloganıyla ziyaret etmedi mi? Taraflar, görüşmeden olumlu intibalarla ayrılmadı mı? Demek ki acemi kaptan Özgür Efendinin derdi başkaymış. Gayesi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekmiş. Nitekim Özgür Özel; normalleşme adı altında önce kapı kapı gezmekte, sonra da gezdiği kapılarla ilgili kenar mahalle dedikoduları üretmektedir. Özgür Efendi hem siyasi liderlerle temas kurmakta, hem de onları seviyesizce karalamaktadır. Simdi soruyoruz CHP’yi yöneten ilkesizlere… Nedir bu namertçe algı çalışması? Nedir bu silah zevzekliği? Nedir bu siyasete kan ve kavga doğrama densizliği? Neden diyalog yerine dedikoduyu, çekiştirmeyi seçtiniz? Neden namertliği mertliğe tercih ettiniz? Namertlikle elinize ne geçecek? Ne kazanmayı umuyorsunuz? Biz; mertliğin her hileyi, her desiseyi, her entrikayı yendiğini iyi bilenleriz. Siz, namertliğin para etmediğini ne zaman öğreneceksiniz? Biz, dürüstlüğün her zaman kazandığını iyi bilenleriz. Siz; sahtekârlıktan, ikiyüzlülükten daha kaç kere eli boş döneceksiniz? Peşinen söyleyelim: Mert dayanır, namert kaçar. Biz buradayız, yerimizde ve sözümüzde daim duruyoruz. Durmaya da devam edeceğiz. Bakalım, siz ne kadar dayanacaksınız! Bakalım, millet sizin bu hastalıklı siyasetinize ne kadar prim verecek! Ey vehimli, ey hastalık hastası CHP yönetimi! Size birkaç ikaz ve nasihatimiz olacak: - CHP; hakiki normalleşme adımları atmak dururken, husumet ve düşmanlık tohumlarına su vermektedir. - CHP’nin ödlek siyaseti, toplumda sürekli kaygı ve ümitsizliği körüklemektedir. - CHP bu korku ve vehimlerinden uyanmadıkça topluma güven vermesi mümkün değildir. - CHP anormalleşme peşindedir. - CHP, MHP anomalisine yakalanmıştır. Bu anomali, onu büsbütün anormalleştirmektedir. - İki parti arasındaki gerginliği sürekli kaşıyarak ne CHP yöneticilerinin, ne de solcu basının eline geçecek bir şey vardır. - Buradan CHP’ye ekmek çıkmaz. - Çakal öldüye yatmakla, tilki uykusuna yatmakla av yapamaz, avlanırsınız. - Bu, çıkmaz sokak siyasetidir. - Milleti birbirine karşı bilemekle, husumeti körüklemekle elinize geçecek hüsrandır, hayal kırıklığıdır. - CHP borazanı medya mensupları ve organları da Bremen Mızıkacıları gibi MHP düşmanlığı şarkısını çığıradursunlar. - Hakkımızda atıp tutarak MHP’yi yıldıracağını sanan CHP yandaşı solcu basın, aslında dolaylı yoldan bizim propagandamızı yapmaktadır. - Onlara iyi şakımalar, bol nakaratlar diliyoruz. - Sakın ola ki fonlanan bu solcu basının “zaifünizar” eşeğine binip de yola çıkmayın. Çıkarsanız; hiçbir mesafe kat edemeyeceğiniz gibi, yokuşlarda terler, bayırlara susarsınız. Nasihatin, kötüsü olmaz. Bizden söylemesi...
|