CELAL ADAN

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Celal ADAN’ın yapmış oldukları yazılı basın açıklaması.
15 Eylül 2014

Son günlerde gerek içerde gerekse dış politika alanında akıllara durgunluk veren olaylara ve gelişmelere şahit olmaya devam etmekteyiz. Tüm gelişmelerin ortak noktası AKP iktidarının öngörüsüz, vizyonsuz, basiretsiz politikalarıdır.

AKP’nin sadece kendi siyasal çıkarlarına, toplumu kamplaştırarak nemalanmaya çalışan politikalarına ayarlı yönetim anlayışının Türkiye’yi getirdiği yer bellidir. Son 12 yılda Türk ekonomisi tamamen taşeron bir ekonomiye dönüştürülmüş, alın teriyle ayakta kalmaya çalışan milyonlarca vatandaşımız taşeronların insafına terk edilmiş, çıkarılan bütün kanunlar kolay para kazananların kazançlarını artırmalarına hizmet etmiştir. AKP ekonomisi eşittir talan ekonomisidir. Bu talan ve soygunun bekçisi AKP’dir. Sayın Davutoğlu, Sayın Erdoğan’ın bıraktığı yerden bu soygun düzenine bekçilik etmeye devam etmektedir.

Üzülerek tespit etmek zorundayız ki; milletimiz bu iktidarın elinde her türlü sömürüye, istismara açık hale gelmiştir. Nereye el atsanız elinizde kalmaktadır. Her yerden pis kokular gelmektedir. Milletin gözünün içine baka baka milyon dolar hırsızları aklanıp paklanmış, milletin hakkı adaletten kaçırılmıştır. Eğitimden sağlığa, adaletten insan haklarına kadar Türkiye lime lime dökülmektedir. İnsanlarımızın sofrasından ekmekleri çalınmaktadır. Şehirlerimiz insanca yaşanacak mekanlar olmaktan çıkmış, rant ve haksız kazanç merkezleri haline gelmiştir.

Dış politikada ise Türkiye iradesi elinden alınmış bir ülke halindedir. İradesini terör örgütlerine rehin veren bir iktidar işbaşındadır. İŞİD ve PKK’nın iradesine teslim edilen, bu terör örgütlerine rehin verilen bir dış politika gerçeği ile Türkiye karşı karşıyadır. Ekonomi taşeronlara, dış politika teröre rehindir. Böyle bir hükümetin ve zihniyetin artık yönetme kabiliyeti kalmamıştır. Bu haliyle hem ekonomimiz hem de dış politikamız her türlü oyuna, dış veya iç kurguya açık, kolaylıkla speküle edilebilir bir hal almıştır. Türkiye resmen herkesin oyuncağı olmuştur.

Uluslararası toplantılarda Türkiye’ye ‘etkisiz eleman’ muamelesi yapılmaktadır. Hal böyle olunca, karar mekanizmalarında da Türkiye’nin sözü dinlenmemektedir. Sayın Başbakan’ın kağıt üzerindeki stratejik derinliği, ne yazık ki stratejik sığlıktan ve öngörüsüzlükten öteye bir anlam taşımamaktadır. Türkiye’nin İradesini yabancılara rehin vermiş AKP iktidarının, artık milletimize ve dünyaya söyleyecek bir sözü de inandırıcılığı da kalmamıştır.