EMİN HALUK AYHAN

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Emin Haluk Ayhan'ın
Yapmış Olduğu Basın Açıklaması
14 Mart 2009

‘BU HÜKÜMET EKONOMİDE DE YOK HÜKMÜNDEDİR’

Başbakan ve ekonomi yönetimi, Türk sanayinin bu güne dek görülmemiş bir hızla erimesini, ekonominin gerilemesini, issizliğin ve yoksulluğun sosyal barışı tehdit eder boyuta ulaşmasını, mali piyasaların yangın yerine dönmesini seyrediyor. TL'de 6 ay içerisinde %50 devalüasyon yaşanıyor. 

Ekonomideki yangını seyreden hükümet, Ülke ekonomisini kurtarmak için önlem almak yerine, günü kurtarmak telaşına düşmüştür. Ülkenin ağır ekonomik sorunlarıyla mücadeleyi yerel seçimlere kadar ertelemiş, durumu idare edebileceği yanılgısına kapılmıştır.Yerel seçimler öncesinde, Türk milletinin asırlık geleneklerini ve onurunu ayaklar altına alarak, bedava kömür ve çamaşır makinesi dağıtarak dalga dalga yayılan işsizliği ve yoksulluğu unutturmaya çalışmıştır.

Hükümet Ekonomik krizin zirveye ulaştığı son altı aydır, Krize karşı ciddi tedbirler içeren ve üzerinde bir milli mutabakat sağlanması gereken kapsamlı bir programı kararlı bir şekilde devreye sokmak yerine, köşeye sıkıştıkça, mecbur kaldıkça, pratikte hiçbir etkisi olmayan, piyasaları ve iş çevrelerini tatmin etmeyen, göstermelik paketler açıklamak suretiyle ülkeye zaman kaybettirmektedir.

Ülke ekonomisi bu gün, Başbakanın kendi ayıplarını örtmek için ağzından düşürmediği 2001 krizinde bile yaşanmayan ağır bir yıkım ve tahribat ile karşı karşıya bulunmaktadır. Hala dayanabilen bazı mali müesseseler de o dönemdeki iktidar partilerinin iktidarı kaybetme pahasına aldıkları ciddi tedbirler ve reformlar sayesinde ayaktadır.

Ekonomide 2008 yılı ikinci yarısında başlayan durgunluk, krizden etkilenen hiçbir ülkede emsali görülmeyen bir daralmaya dönüşmüş ülke sanayisi çökme noktasına gelmiş, işsizlik tahammül edilmez sınırlara ulaşmıştır.

Sanayi üretimi son altı aydır sürekli gerilerken, gerileme Ocak ayında ise %25 olmuştur. Bir başka değişle Ocak 2009 itibariyle sanayi üretiminin dörtte bir erimiştir. Durgunluk ülkenin önde gelen tüm sanayilerini vurmuştur. Fabrikalar kapanmış binlerce aile işsiz kalmıştır. Ocak ayında sanayi üretimi Otomotivde %60, makine %31,madencilik %29, Tekstilde %28, beyaz eşyada %22, imalat sanayinde %25 gerilemiştir.

İç ve dış pazardaki talep yetersizliği, hükümetin sanayi ve iç tüketimi desteklemek işin hiçbir anlamlı tedbir almamasının bir sonucu olarak, sanayide kapasite kullanım oranı da son altı aydır sürekli azalmış ve 2001 krizinin çok altındaki seviyelere %63,8' e düşmüştür. Üstelik bu rakam üretimi sürdürme başarısı gösteren işletmelerdeki durumu yansıtmaktadır. Kapatılan ve üretime ara verilen binlerce fabrika ve işyeri bu hesabın dışındadır.

Bu ölçüde bir gerileme küresel krizin merkezi kabul edilen ülkelerde bile gerçekleşmezken, Başbakana göre krizin ‘teğet geçtiği' Türkiye, dünya üzerinde en yüksek gerilemenin yaşandığı ekonomilerden biri haline gelmiştir.

Dış Ticaret düşüşte dünya rekorları kırıyor ama kimse açıklamıyor

İhracat beş aydır düşüş rekorları kırmış, İhracatın üçte biri 5 ayda eriyip gitmiştir. Oysa ki benzer ülkeler içerisinde Türkiye kadar hızlı ihracat düşüşü yaşayan başka ülke bulunmamaktadır. İhracat, Kasım ayında %17, Aralıkta %21, Ocakta ayında %25,7 şubat ayında ise %35 gerilemiş bulunmaktadır. Sektörler itibariyle şubat ayında Hazır giyim %34, taşıt araçları %55, demir çelik %28, elektrik elektronik %26 gidi yüksek oranlarda düşüş yaşanmaktadır.

Cari denge Şubat ayında fazla vermiştir. Normal şartlar altında sevinilmesi gereken bu durum herkesi endişeye sevk etmektedir. Yılık Cari işlemler açığı beklentilerin çok gerisinde 37,1 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Üretim ve tüketim yapılamadığı için sonunda cari denge fazla verme noktasına gelmiştir. Cari işlem açığı düşerken doğrudan yabancı yatırımlar %19,6 gerilemiştir. Ödemeler dengesindeki gelişmeler, ülkenin 2009 yılında cari açıktaki önemli daralmaya rağmen ciddi bir dış finansman sorunu ile karşı karşıya kalınacağına işaret etmektedir.

İşsizlik her ailenin kapısını çaldı.

Küresel Krizinden önce de çare aranmayan ve 6 yıllık AKP iktdarı boyunca sürekli yükselen işsizlik, son iki ayda son yılların en yüksek seviyelerine tırmanarak, yüzde 12,4 yükselmiştir. Resmi rakamlarla 5,6 milyon işsiz var. şehirlerde her 4 kişiden biri işsiz duruma düştü.

Bütçe açığı ve kamu dengesi kriz döneminde ayrı bir endişe kaynağıdır.

Bütçe açığı Ocak ayında %455 artış göstermişti, 2009 yılı Şubat ayı Hazine nakit gerçekleşmelerine ilişkin geçici sonuçlar bu hazin tablonun daha da vahim boyutlara ulaştığını göstermektedir.

Son olarak, Başbakan Ekonomide Pratik değeri olmayan sözde önlem paketlerinden bir yenisini daha açıklamıştır.

Bu kapsamda, beyaz eşyada, otomotivde sadece 3 ay süreyle geçici ötv indirimi yapılacağı ve 150 m2 üzeri Konutlarda ise KDV nin 3 ay süreyle yüzde 18'den yüzde 8'e indirileceğini açıklamıştır. Ayrıca Kobilere 75 milyon TL ek ödenek verileceği, Kaynak kullanım destek fonu (KKDF) oranı 5 puan azalacağı ve Eximbank'ın sermayesi 500 milyon TL artırılması planlanıyor. Üç ay sonra ne olacağı Allah kerimdir. Nasıl olsa hükümet dümeni IMF'e bırakacaktır.

Yeni paket kapsamında konutta KDV'nin yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmesi pratikte bir anlam taşımamaktadır. Halihazırda 150 metrekarenin altındaki konutlar için KDV yüzde 1 olarak uygulanıyor. Sadece 150 metrekarenin üzerindeki gayrimenkuller için alınan KDV oranı yüzde 18. Türkiye'deki konut stokunun yüzde 95'i de 150 metrekarenin altındaki konutlardan oluşmaktadır.

Beyaz eşyada ÖTV zaten yüzde 6.7 sevisinde bulunmakta ve bu nedenle hedeflenen önemli bir indirim bulunmamaktadır. Oysa gerçek anlamda talep yaratmak için asıl yüzde 18'lik KDV'nin indirilmesi gerekirdi.

Eximbank sermayesindeki 500 milyon TL artış ise, kısa vadede gerçek ihtiyaç olarak hesaplanan 1,7 milyar TL'nin çok altında bulunmaktadır. Dolayısıyla hükümetin açıklayacağı bu paket de öncekilerden farklı bir etki yaratmaktan, ülke ekonomisi ve üreticilerinin ve ticaret erbabının ihtiyaçların karşılamaktan uzak göstermelik önlemlerden ibarettir.

Vatandaş da borcunu ödeyemez hale gelmiştir

Ancak, işsizliğin her ailenin kapısını çaldığı Türkiye'de vatandaşın artık dayanacak takati kalmamıştır.

 İş çevreleri artık hükümetten ümidini kesmiş IMF'e bel bağlamıştır. Milletimiz 29 Mart'ta AKP hükümetine hak ettiği dersi verecek, memleketimizin aydınlık geleceğinin önünü açacaktır.

Emin Haluk Ayhan
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Sekreter Yardımcısı
Denizli Milletvekili