Basın Açıklaması : 07 Mart 2013Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili
Değerli Basın Mensupları, Geçen hafta İmralı’da BDP’li milletvekilleri ile Öcalan arasında geçen konuşmalarda, Sayın Başbakanı, Devleti, MİT’i aşağılayıcı bu ifadelere karşı Hükümetten bir ses gelmedi. Hükümet bu ifadelerin doğru olmadığını söylemese, kabullenilmediğini ifade etmese de red edilmeyecek ifadeleri kullanmaktan kaçındı. Bu ifadelerin doğru olup olmadığını ifade eden net bir söylemi Hükümet ortaya koyamadı. Ancak, bu tür belgelerin yazılmaması gerektiği, ne olduğu Hükümet tarafından hala açıkça ifade edilemeyen çözüm sürecine zarar vereceğini kamuoyuna açıklamaya gayret gösterdiler. İlk olarak Hükümet basında yer alan Başbakanı, Devleti, MİT yetkililerini, AKP’li milletvekiline, hatta müttefik ülkeleri, cemaatleri aşağılayıcı bu ifadelerin doğru olmadığını açıklamalıdır. Şayet basında yer alan bu konuşmalar doğru değilse Hükümete, Başbakana, Devlete, AKP vekiline, müttefik ülkelere yapılan aşağılayıcı ifadelerin AKP’nin ve Sayın Başbakan’ın tutanaklara karşı gösterdiği tepki açısından haklı olabilir kendileri. O zaman AKP’nin gösterildiği tepkileri AKP’liler son derece haklı bulabilir. Hükümet hemen ifadelerin doğru olmadığını kamuoyuna açıklamalıdır. Ancak bizi endişeye sevk eden olay Hükümetin bu metinlerin ve metinde geçen konuşmaların doğru olmadığını açıklamaya yanaşmamasıdır. Hâlbuki Hükümet ve Sayın Başbakan bunu ilk günden yalanlasa doğru olmadığını ifade etmiş olsaydı en azından kimse Hükümete bu konuda fazla bir şey söyleyemezdi. Ancak, Hükümet ve Sayın Başbakan bahse konu ifadelerin doğru olmadığını söylemekte, hatta söylemekten imtina eder bir hal sergilemektedir. Eğer; Hükümetin sessizliğini ve gelişmeleri dikkate alırsak; Şu sözler caninin ağzından dökülmüş ve kayıt altına alınmıştır: “AKP’ye altın tepsi içinde iktidarı biz sunduk. Bize bir teşekkür etmediler.” “MİT’e darbe planlandı. Başbakan sıranın kendisine geleceğini gördü ve vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı, ben devreye girdim ve süreci başlattım.” “Parlamentoda komisyonlar kurulacak, hakikat komisyonları kurulacak, akil adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olur. Çekildiğimiz anda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilme Parlamento kararıyla olacak.” “Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Başarılı olursak ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek.” “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in Başkanlığını destekleriz. Biz AKP’yle bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz. Yalnız başkanlık ABD’deki gibi olmalı.” “Vatandaşlık maddesini yazdırıyorum: Özgür iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığını ifade eden her birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.” “Sizin Türk milliyetçiliği dediğiniz faşist bir örgütlenmedir. Alet olamayız. Millet Arap, Türk ve Kürdü kapsar. Hedefimiz, Kürt-Türk ilişkilerinin özgür bir temelde anayasal bir ifadeye kavuşturulmasıdır” “Kürtler kendilerini özgürce ifade edecek ve yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. AB yerel yönetim özerklik şartına şerh kalkarsa bu mesele önemli ölçüde çözülür.” AKP vekilini kendini düzene sattığını Cemaatlere yönelik ifadelerin bütün tarafları aşağılayıcı olduğu görülmektedir. Belki, AKP Hükümet mensupları ve özellikle Sayın Başbakan bunu böyle kabul etmeyip, kendilerini onurlandırıcı ifadeler olarak kabul edebilir. Karşı bir duruşta sergileyebilir. Bana göre basında yer alan bu ifadeler AKP ve AKP Hükümeti ile bizzat Sayın Başbakan tarafından kabullenilmemeli gerekli yasal işlemler başlatılmalıdır. İşin savcıları ilgilendiren bir kısmının olup olmadığını bir tarafa bırakırsak hakarete uğrayanın bu işe karşı dava açması gerekmez mi? Ben bu olayı AKP Hükümetinin ve Sayın Başbakan’ın haysiyet meselesi yapacağı kanaatini taşıma düşüncemi hala muhafaza etmek istiyorum. Aksi durumda bu olay bizzat beni çok yaralamaya devam eder. T.C. Başbakanının onbinlerce kişinin katili tarafından himaye görüyormuş görüntüsünün kabullenilmesi Hükümetin ve Sayın Başbakanın Türkiye’de ve uluslararası platformlarda hiçbir ağrılığının kalmayacağını gösterir. Bunu bizim kabullenmemiz mümkün değildir. Bunun Sayın Başbakan tarafından müspet olarak içselleştirilmesinin uygun ve bir şeref payesi olarak kabul edileceğini dedüşünmek istemiyorum. Aksi bir durum son derece haysiyet kırıcı bir olaydır. İzahı, hangi gerekçe ile olursa olsun sadece Sayın Başbakanın şahsı değil T.C. Devleti Başbakanının hafife alınmasıdır ki bu bile bana göre başlı başına suçtur. Kaldı ki ben Sayın Başbakanın böyle bir şeyi sindireceği kanaatini taşımadığı inancımı da muhafaza etmek istiyorum. Bir diğer husus Hükümet kanadında gelen açıklamalarda Kültür ve Turizm Bakanı ilk tepki veren bakanlardandır. Konusu itibariyle de uygundur. Bir başkası da köşe yazılarıyla Başbakanın danışmanlığını yapan milletvekilinden gelen tepkidir. Sanıyorum Adalet Bakanı da bir şeyler söyledi. Herkes Sayın Başbakanın ifadesi ile orta sahada top çeviriyor. Daha doğrusu cesaret eden. Allah rızası için söyleyin hiç İçişleri Bakanı ile Savunma Bakanından tepki gördünüz mü? Basında yer alanbu aşağılayıcı metinden rahatsız olduklarına inanmak istiyorum. Bunlardan memnuniyet duymayacaklarına dair kanaate de sahip olmak istiyorum. Sayın Başbakana yapılan hakaret ve aşağılayıcı ifadeler bırakın bir muhalefet partisi milletvekili ve yöneticisi olmayı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak sıradan bir din kardeşi olarak beni rahatsız ediyor. Aynı hususların onları da rahatsız etmesi lazım diye de düşünüyorum. Ama kendi adıma. Takdir onların. Aşağılanmaktan kimsenin zevk almayacağını düşünüyorum.
Sayın Basın Mensupları, Kimi ciddiye almadıklarını bilmem ama Türk Milletini aldatamazlar. T.C.’nin bir parçasını T.C.’den koparmak isteyenleri bağrına basıp bu kadar hakareti kabullenilmesi haysiyet, onur kırıcı bir olaydır. Ya doğrudan bu ifadelerin doğru olmadığını açıklamalılar, yada bu hakaretleri kabul etmemelidirler. Zaten Başbakan bu hareketleri kabullense bile bunun haysiyetli bir davranış biçimi olmayacağı açıktır. Anayasa yapımı için oluşturulan komisyon görüşmelerini AKP’nin niye katıldığını anlamak zor. Zaten dayatma yapıyor. Ama Öcalan anayasa konusundaki düşünceleri ile AKP’nin fikirlerinin birebir olmasa da örtüştüğü görülüyor. Şehit ve Gaziliğin istismar edildiğini söylemek ayıp. Basın yazmayacak şehit, gazi konuşmayacak, dernek kurmayacak bunun neresi demokrasidir. Bu ifadeler biraz önce ifade ettiğim gibi muhataplarını aşağılayıcı bir nitelik taşıyor. Muhataplarının en başında Sayın Başbakan geliyor. Bu metinler yalanlanmadığına ve sadece sızdırılma üzerinde durulduğuna göre, AKP Hükümeti ve Sayın Başbakanı aşağılayıcı ifadelerin kullanıldığında buna saydıklarımızın karşı çıkması lazım. Çözüm sürecinin samimiyet testi olduğunu Sayın Beşir Atalay söylüyor. Ancak, çözüm sürecinin ne olduğunu söylemiyor. Dedikoduya dayalı politika üretmiyoruz diyenler, o zaman Öcalan’ın Başbakana söylediklerini kabul ediyor demektedir. Sayın Burhan Kuzu’nun da basında yer alan ifadelerinden Öcalan ile aynı fikirde olduğu gözüküyor. Hakan Fidan olayının arkasında Başbakana yönelecek beklentisi var diyor.
Değerli Basın Mensupları, 1 Mart tezkeresine ilişkin görüşmelerde de AKP’nin tutanakların açıklanmasından korkması artık ipin kendi ayaklarına dolanmaya başladığını göstermektedir. MHP’nin tavrının milli olmadığını söyleyen Sayın Başbakan, bebek katili ile ülkenin geleceğini, anayasa üzerinde pazarlığı, onun himayesine girmek olarak anladığı kanaatindeyim. Ortaya saçılan ifadeleri sızdıranları açıklayacaklarını ifade een Sayın Başbakan ortaya çıkan rezaleti ne yapacak. Diğer taraftan ortaya çıkan rezaletin 12 yıl içeride kalan katilin ruh haliyle değerlendirilmesi gerektiğini söyleyenler Türk Milletinin geleceğini nasıl böyle birine bağlayıp müzakere edebilirler. Böyle bir düşüncenin mantıklı olduğunu söylemek için akli melekelerde arıza olması lazım. Sayın Atalay açıklanan metnin mektup olmadığını söylüyor. Ama ne olduğunu söylemiyor. Böyle bir rezaleti nasıl kabullendiklerini hala düşünmek bile istemiyorum. Değerli Basın Mensupları, Anayasa metninden Türk ifadesini çıkarırsak ne olur? Bir şey olmaz demek ciddi bir gaflet ve cahilliktir. İnsanlık tarihinde son bin yıldır farklı dinden bile olsa Türklüğü İslam ile aynı kavramda görüldüğünü kim inkâr edebilir. Anayasadan Türk kelimesini kaldırmak varlık sebebimizi ortadan kaldırmak, bin yılda inşa edilen bir İslam medeniyetini hiçe sayarak yok etmek demektir. EMİN HALUK AYHAN Tarafından Yapılan Basın AçıklamalarıMilliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 15 Şubat 201715 Şubat 2017Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın “Hükümet resmi belgede tahrifat yaparak ekonomideki gerçekleri gizliyor mu?” başlıklı yazılı basın açıklaması. 13 Ekim 201514 Ekim 2015Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı - Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan'ın Yapmış Oldukları Basın Toplantısı. 22 Eylül 201422 Eylül 2014Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı - Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan'ın Yapmış Olduğu Basın Toplantısı. 25 Ağustos 201427 Ağustos 2014Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 6 Ağustos 201406 Ağustos 2014Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 25 Temmuz 201425 Temmuz 2014Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 19 Eylül 201319 Eylül 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 15 Ağustos 201315 Ağustos 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 2 Ağustos 201303 Ağustos 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 13 Haziran 201313 Haziran 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 2 Haziran 201303 Haziran 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı metni. 16 Mayıs 201316 Mayıs 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın “Çekilme süreci” ile ilgili yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 26 Nisan 201326 Nisan 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 25 Nisan 201325 Nisan 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 11 Nisan 201311 Nisan 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı. 3 Nisan 2013
03 Nisan 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın TBMM’de yapmış olduğu basın toplantısı metni. 7 Mart 201307 Mart 2013Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk AYHAN’ın yapmış olduğu basın toplantısı metni. 28 Mart 201228 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan’ın yapmış olduğu basın toplantısı. 22 Mart 201222 Mart 2012Detay İçin Tıklayınız Hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren kanun ve buna istinaden çıkarılan kararnameler MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veren kanun ve buna istinaden çıkarılan kararnameler hakkında değerlendirmelerde bulundu. 07 Mart 2012Detay İçin Tıklayınızİthalat Hakkında MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, "İthalat korku filmi gibi. Cari açık nereden geldiği belli olmayan gelirlere emanet." diye konuştu. 22 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızTürkiye enerji krizinin eşiğindedir Ayhan son zamanlarda farklı bakanlardan yatırım teşvikleri konusunda farklı süre ve yorumlar duyduklarının altını çizerek, teşvik hususunda iktidarın şeffaf olması gerektiğini ve muhalefetle fikir alışverişinde bulunarak müşterek politikalar oluşturması gerektiğini de sözlerine ekledi. 16 Şubat 2012Detay İçin TıklayınızAKP hukuk nizam tanımamakta, dilediği gibi her olayı dikte ettirmekte ve baskı uygulamaktadır MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında TBMM Genel Kurulunda dün yaşanan gerginliğe ilişkin, ''AKP hukuk nizam tanımamakta, dilediği gibi her olayı dikte ettirmekte ve baskı uygulamaktadır'' dedi. 09 Şubat 2012Detay İçin Tıklayınızİhracat Rekoru Yanıltmaca 2008 yılı seviyesinden sadece iki milyar dolar daha fazla ihracat yapılmış, ama 40 milyar daha fazla ithalat yapılmıştır. 36 milyar daha fazla ticaret açığı verilmiştir. Bu rekora sevinmek mümkün değildir... 09 Ocak 2012Detay İçin TıklayınızEkonomi Yönetimi Hayal Taciri Türkiye’nin 2012 yılına kadar olan dönemdeki ekonomik hedeflerini ve uygulanacak politikaları içeren orta vadeli program nihayet açıklanabilmiştir. Bu Program ekonomik aktörlerin tamamının iyi de kötü de olsa fark etmez yeter ki açıklansın dediği bir programdır. 19 Eylül 2009Detay İçin TıklayınızAKP Krizin Merkezini ABD'den Türkiye'ye Kaydırdı Ülkeyi siyasal, sosyal ve ekonomik olarak yönetemeyen ve kaosa sokup bundan fayda uman beceriksiz AKP hükümeti, teğet, tünel, türbülans gibi kendilerinin bile inanmadığı kelimelerin arkasına saklanıp vatandaşı oyalamayı bırakmalı ve bir an önce vatandaşın gerçek gündemine dönmelidir. 01 Temmuz 2009Detay İçin TıklayınızBu Hükümet Ekonomide De Yok Hükmündedir İş çevreleri artık hükümetten ümidini kesmiş IMF'e bel bağlamıştır. Milletimiz 29 Mart'ta AKP hükümetine hak ettiği dersi verecek, memleketimizin aydınlık geleceğinin önünü açacaktır. 14 Mart 2009Detay İçin TıklayınızHükümet Fırsatı "Krize" Çevirdi" Türk milleti tarafından sahiplenecek içerikli bir program uygulanmasına ihtiyaç vardır. Türkiye ekonomisinin krizdeki diğer ekonomiler yanında göreli olarak cazibe yaratmaya devam etmesinin tek yolu budur. 13 Şubat 2009Detay İçin Tıklayınız |