LÜTFÜ TÜRKKAN

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,

”2-B” Olarak Bilinen Orman Özelliğini Yitirmiş Hazine Arazilerinin Satışını Öngören Yasa Tasarısı Hakkında Şahsım Adına görüşlerimi bildirmek üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

AKP hükümetleri kar getirim alanlarına yeni yerler eklemekten vazgeçmemektedir. Rant politikalarının kararlı uygulayıcısı olan AKP, kamu yararı yerine piyasanın yararını kendine ilke edinerek her alanda olduğu gibi ormanlarımız üzerine de geleceğimizi büyük bir risk altına sokan adımlar atmaktadır.

AKP hükümetinin ilk dönemlerinde satışa sunulmaya çalışılan ancak dönemin Cumhurbaşkanı engeline takılan "2B arazileri" bugün daha kapsamlı bir hazırlıkla yeniden gündeme getirilmiştir.

Bu teklifte olduğu gibi, AKP’nin belirgin özelliklerinden biri; Kar getirecek işler Kanun ve Yönetmeliklere uygunsuzluk içeriyor ve Cumhurbaşkanlığı’nca geri gönderilmişse zamana bırakılıp tekrar uygun ortam oluşunca teklifi daha da rant getirir halde geliştirilerek gündeme taşınmaktadır.

Bu işlerde de tabi Haçlıların desteği ile yarattıkları yandaş basının katkıları ve uyutma politikaları ile yurttaşlarımıza yutturulmaya çalışıldığı da biliniyor.

2B arazileri, kamuoyu tarafından sadece "orman vasfını yitirmiş araziler" olarak bilinmektedir. 2B, çok boyutlu ve karmaşık bir sorun alanıdır. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve ekolojik boyutları olan bir sorundur.

Ne yazık ki AKP iktidarı bu yanlış algı üzerinden konuyu gündeme taşımakta, kamuya ait alanları ve ‘geçmiş zamanlarda yurttaşlara satılıp tapusu da verilmesine’ rağmen rant pazarına dönüştürmekte ve halktan gerçeği gizlemektedir.

Açıktır ki kendilerine karşı gelecek olan tepkiden çekinmektedirler. Anlaşılan o ki, yaptığı düzenlemelerle tepeden tırnağa tüm yetkileri tek merkezde ve kendi elinde toplayan siyasi iktidar, benmerkezci bir kafayla ormanlarımızı da sermayenin talanına açacaktır.

Oysa, 470 bin hektarın üzerindeki 2B arazilerinin  % 4,7`si "...şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlarıdır..."

Bu yönü ile değerlendirildiğinde yasa tasarısı, 17 bin orman köyünde yaşayan 9 milyon vatandaşımızı yakından ilgilendirmektedir. Yasa tasarısı ile  "2B arazisi" üzerinde yerleşik bulunan halkın yaşam alanını tekrar satın alması ya da başka bir yerde yeni bir yaşam kurması zorunlu hale getirmek demektir.

Dolayısı ile konunun yerleşim ve kent politikaları ile doğrudan bir ilişkisi bulunmaktadır.

Benzer şekilde "bağ-bahçe, tarla, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya kışlak, otlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen" yerler de 2B arazisi kapsamında yer almaktadır.

Bu açıdan konu tarım politikaları ile doğrudan ilişkilidir ve tarım arazilerinin satışı sonrası bu arazilerin tarım amacıyla kullanılmaya devam edilip edilmeyeceği de belirgin değildir.

Yasa tasarısında bu anlamda da boşluklar bulunmaktadır. Tasarının yasalaşması halinde tarım arazilerimiz büyük bir talan tehdidi altına girecek ve köylü-çiftçiler bu durumdan mağdur olacaklardır.

Tasarı ile "2B arazilerine" orman niteliğinin kaybolması kılıfıyla ormanların talan edilerek yok edilmesinin yolu açılmakta bu talan politikasıyla da büyük bir ranta dönüştürülmektedir.

Orman alanlarının ranta açılması aynı zamanda ekolojik açıdan da tehlike çanlarının çalmasına neden olmaktadır. Orman alanlarının milli park, tabiat koruma alanları, sulak alan gibi ortamlarla iç içe olduğu gerçeği bilinmektedir.

Orman vasfının yitirildiği gerekçesi ile orman bütünü içinde kalan bir bölüm arazinin satılarak yapılaşmaya açılması ekosistemin parçalanmasına da neden olacağı gibi yapılaşan araziler arasında kalan diğer bölümlerinde yaşanamaz olduğundan ekolojik tehlikeler derinleşecek ve bu alanlar da gün gelecek satışa sunularak orman bütünlüğü ortadan kalkacaktır.

Öte yandan, tasarının yasalaşması halinde imara açılacak alanlarda yapılaşmanın bir gereği olarak alt yapı hizmetleri götürülecek böylece "2B arazisi" olarak tanımlanan bölge dışındaki alanlar da yapılaşmanın getirdiği olumsuzluklardan payını alacaktır.

Orman ekosistemlerin bozulması uzun vadede büyük yaşamsal sorunları ortaya çıkaracaktır. "2B arazilerinin" satışında AKP hükümeti tarafından sıkça gündeme getirilen bir konusu ise para sorunudur.

AKP iktidarı yasa tasarısı ile birlikte başlayacak olan süreçte elde edilecek arazi satışı gelirlerine gözünü dikmiştir.

AKP, hükümet oldukları ilk günden beri "2B" uygulamasının ekonomik getirileri üzerinden belirli çevreleri ikna etmeye çalışmakta gelecek olan para ile cari açık başta olmak üzere kendi iktidarını sıkıntıya sokan sorunlara çözüm aramaktadır.

On yıldır satmadıkları karlı kurumumuz kalmamasına rağmen cari açığı kapatamadıkları aksine daha da büyüttükleri bilinmektedir. Orman arazilerinin satışından da cari açıkta bir azalma görüleceğine ne milletimiz ne de biz inanamıyoruz.

"2B arazileri" ve hazineye ait tarım arazilerinin üzerinde plansız- programsız bir şekilde tasarrufta bulunmanın, çok yönlü olumsuz geri dönüşleri olması kaçınılmazdır. "2B arazilerinin" bir kısmı kentsel ve kırsal yerleşimlerin alanı haline gelmiş ve üzerinde çeşitli ekonomik, toplumsal, kültürel, siyasal yapılar ve üretim ilişkileri oluşmuştur.

2B Yasa Tasarısı ile orman niteliğini kaybettiği iddiasıyla "orman sınırları dışına çıkarılan" arazilerin, rayiç değeri üzerinden hak sahipleri dışında "üçüncü kişilere" de satışı öngörülmektedir. Bu yerleşim yerlerinde arazinin hak sahibine ya da üçüncü kişilere satılması, devredilmesi çeşitli siyasal ve toplumsal sonuçlar doğuracak ve huzursuzluklara da sebep olacaktır.

Tasarının "Tanımlar" başlığı adı altında yer verilen 2. maddesinin "f" bendinde; 2B arazileri gecekondu veya kentsel dönüşüm projeleri uygulanacak alanlar arasında sayılmış;

Bu projeleri yapabilecekler arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın yanı sıra TOKİ ile ilgili Büyükşehir ve öteki belediyelere de yer verilmiştir. Böylece, siyasi iktidara, yaklaşık 3 milyon dönüm "2B arazisinde" yeni rant alanları yaratma olanağı sağlanmıştır.

Görüldüğü üzere AKP hükümeti rant alanlarına yeni yerler eklemekten geri durmamakta ve kanun ve yönetmeliklerin arkasından dolanarak talan politikalarına acımasızca devam etmektedir.

Yandaşlarına rant sağlayıcı politikaların kararlı uygulayıcısı olan AKP, kamu yararı yerine piyasanın yararını kendine ilke edinerek her alanda olduğu gibi ormanlarımız üzerine de geleceğimizi büyük bir risk altına sokan adımlar atmaktadır. AKP iktidarı yalnızca sermaye birikim sürecine, yeni olanaklar sağlayabilecek doğrultuda çözümleme çabası içindedir.

Pervasız-dizginsiz bir biçimde ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal alanı parçalayan AKP iktidarının hedefinde Türkiye Cumhuriyet’inin tüm kazanımları ve tüm mekânları bulunmaktadır.

 "2B arazilerinin" ranta açılması üzerinden planlanan ve orman köylüsünü kalkındırma süsü ile servis edilen bu yıkım ve talan yasası geri çekilmelidir. Doğanın dengesini de alt üst edecek olan bu talan sürecinin sonuçları daha büyük doğal afetler olarak geri döneceği unutulmamalıdır.

Ülkemizin tüm vatanseverleri ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak, AKP iktidarının doyumsuz sermaye politikalarına paralel olarak ilerleyen "2B" yasa tasarısı ile arazilerimizin sermayeye peşkeş çekilmesine ve uygulanan talan politikalarına “DUR” diyoruz.

Tüm toplumun dokularını bozan siyasi iktidara diyoruz ki; Rantçı ve piyasacı politikalardan vazgeçin, geleceğimizi rant hırsına kurban etmeyin, yaşanılabilir alanlarımızı tüm canlılarla paylaşmamıza engel olmayın, Yüce ALLAH’ın yarattığı doğanın dengesini bozmayın, dileğimle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.